Veysel Güney

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Veysel Güney
Doğum14 Şubat 1957(1957-02-14)
Davulku, Hekimhan, Malatya, Türkiye
Ölüm10 Haziran 1981 (24 yaşında)
Gaziantep, Türkiye
Ölüm sebebiİdam
VatandaşlıkTürkiye
OrganizasyonDevrimci Yol

Veysel Güney (14 Şubat 1957, Davulku, Hekimhan, Malatya - 10 Haziran 1981, Gaziantep), Devrimci Yol'un İskenderun sorumlusu militan. Üsteğmen Şahin Akkaya'yı öldürme suçundan mahkûm olmuştur. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980-1984 arasında idam edilen 17'si sol görüşlü 50 mahkûmdan biridir.

Arka plan[değiştir | kaynağı değiştir]

Gaziantep'te 28 Aralık 1980 gecesi ihbar üzerine bir evi aramak isteyen güvenlik güçleri, evde bulunan Veysel Güney ve arkadaşını uyardı. Güney ve arkadaşı, lambaları söndürüp kapıyı açmadı. Kapının güvenlik güçlerince zorla açılmasının ardından içeriden ateş açıldı. Çıkan çatışmada Topçu Üsteğmen Şahin Akkaya ile Komiser Muavini Atilla Çınar ağır yaralandı. Üsteğmen Akkaya hastanede öldü. Atilla Çınar ise kurtuldu. Militanlardan Güney yaralı olarak ele geçirilirken diğer militan öldürüldü.[1]

8 Haziran 1981 Pazartesi günü saat 16.00'da Millî Güvenlik Konseyinin 58. birleşimi Orgeneral Kenan Evren tarafından açıldı. Veysel Güney'in idamı görüşülürken Adalet Komisyonu Başkanı Hâkim Albay Feridun Balatlıoğlu, Güney ve olay hakkında bilgi verdi:

"Hükümlü: Veysel Güney, Ali oğlu Malatya Hekimhan nüfusuna kayıtlı, okur - yazar, işçi, 1957 doğumlu.

Suç: Kendisinin cezadan kurtulmasını temin maksadıyla kasten adam öldürmek ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet.

Suç tarihi: 28. 12. 1980

Suç yeri: Gaziantep Alleben Mahallesi, İncirlipınar Sokak Yüksel Apartmanı, daire 12.

Olay: Yasa dışı Dev-Yol Örgütünün Gaziantep İli Merkez Kuruluşu soruşturmasını yürütmekte olan İl Emniyet Müdürlüğü, yapılan bir ihbarı değerlendirerek tespit olunan adrese bir baskın düzenlemiş ve 28 . 12 . 1980 günü sabaha karşı saat 02.30'da Top. Üsteğmen Şahin Akkaya yönetimindeki güvenlik timi baskın planını uygulamıştır. Yüksel Apartmanı 12 numarada barınan 2 «terörist teslim olun» çağrısına ateş açarak cevap vermişler ve böylece başlayan silahlı müsademe esnasında Üsteğmen Şahin Akkaya, hükümlü Veysel Güney tarafından başından silahla vurularak öldürülmüştür. Daha sonra apartmanın aydınlık boşluğundan aşağı inen ve buradan kaçmak isteyen hükümlü, bulunduğu yerde yaralı olarak ele geçirilmiştir."[2]

Yakalanmasının ardından Veysel Güney'in ilk ifadesini alan Emekli Savcı Mete Göktürk, "Adaleti Gördünüz mü?" adlı kitabında olayı şöyle anlatmaktadır:[3]

1980 yılı sonuydu. Gaziantep'in Kolejtepe mevkiinde bir apartmanın en üst katında yasadışı örgüte mensup iki kişinin barındığı haber alındı. Güvenlik güçleri tarafından eve yapılan operasyonda, biraz aceleci davranılması nedeniyle çatışma çıkmıştı. Bir militan ölmüş, bir teğmen şehit düşmüştü. Çatışmanın yaşandığı apartmanın havalandırma boşluğundan kaçmaya çalışırken yakalanan ve görevlilerce feci şekilde dövülerek ağır şekilde yaralanan Veysel Güney'in hastanede ilk ifadesini ben aldım. Hazırlık soruşturmasını ben yaptım.

Yargı süreci ve idamı[değiştir | kaynağı değiştir]

Çatışmada öldürülen Üsteğmen Şahin Akkaya'nın faili olarak Adana Bölgesi Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numaralı Askerî Mahkemesi'nde yargılanan Veysel Güney, "kendisinin cezadan kurtulmasını temin maksadıyla kasten adam öldürmek" suçundan Türk Ceza Kanunu'nun 450/9 maddesi uyarınca idama ve 6136 sayılı Kanun[4] uyarınca 10 yıl hapis ve 50 bin lira ağır para cezasına çarptırıldı.[2]

Güney'in yargılanmasında görev alan Emekli Savcı Mete Göktürk, "Adaleti Gördünüz mü?" adlı kitabında şöyle yazmaktadır:[3]

Çatışmada, Güney'in silah kullandığına ilişkin bir kanıt elde edememiştik. Benim ilk tespitlerimle mahkeme kararında varılan sonuç örtüşmüyordu. O günlerde yaşanan ortamın olağandışılığı da göz önüne alındığında, yargılamanın tarafsız ve adil yapılmamış olacağına ilişkin kuşku duyuyordum.

O dönemde Güney'le aynı cezaevinde kalan Aydın Kışılı, Güney'in ağır işkenceye maruz kaldığına tanık olduğunu iddia etmiştir.[5]

Temyiz safhasında, verilen hüküm 21 Nisan 1981'de Askerî Yargıtay tarafından oy birliği ile onanmak suretiyle kesinleşti.[2][6] Ölüm cezasının yerine getirilmesine dair kanun, 8 Haziran 1981'de Orgeneral Kenan Evren başkanlığındaki Millî Güvenlik Konseyi tarafından oy birliği ile kabul edildi[2] ve Resmî Gazete'de yayımlandı.[7]

Güney'in infazı 10 Haziran 1981 tarihinde saat 02.40’ta Gaziantep E Tipi Cezaevi'nde gerçekleştirildi.[8] İnfazı, 12 Eylül döneminin 6. idamı oldu. Aydın Kışılı, infaza tanık olan bir gardiyandan duyduğunu iddia ettiği sözleri şöyle aktardı:[5]

Veysel infaz bahçesine getirildiğinde başı dimdikti. Üzerinde infaz kıyafeti yoktu. Sivil giysiler vardı. Kendisinden son isteği sorulduğunda, "Benim sizlerden bir isteğim olamaz!" dedi. Darağacına yürü denmesine fırsat bırakmadan, başını önüne eğmeden, en küçük bir tereddüt göstermeden yürüdü. Sehpaya çıktı. Cellat boynuna ipi geçirmeye hazırlandığında "Sehpaya kimse dokunmasın" diye uyardı. Ardından öyle bir bağırdı ki, yer-gök inledi. Ne dediğini anlayamadık bile. Slogan bitince cellata 'ipi boynuma geçir' dercesine baktı. Boğazına ilmek geçirildi. Cellat Veysel'in isteğine uyarak sehpadan uzaklaştı. Kanımız donmuş gibi, pür dikkat onu izliyorduk. Üzerine bastığı sehpaya ayağıyla vurdu, kendi infazını kendi gerçekleştirdi.

Güney'in idamından önce Güney'in yanında olan Emekli Savcı Mete Göktürk, "Adaleti Gördünüz mü?" adlı kitabında şöyle yazmaktadır:[3]

Saat 02.00'de Veysel'in annesi babası ve erkek kardeşi geldi. Güvenlik açısından sakıncalı bulunduğu için, cemsenin içerisinde oturan Veysel'le birer dakika görüşmelerine izin verildi. Kucaklaşmalarına dahi izin verilmedi. Anne ve babası ağlıyordu. Kardeşinin, 'Sen inandığın bir dava uğruna ölüyorsun. Bunun için onur duymalısın. Korkmadan git ölüme' dediğini duydum. Kardeş Güney'in anında eli kelepçelendi ve sorgulanmak üzere götürüldü. Annesi ağlıyordu, 'Kulunuz köleniz olayım, bu oğlumu bari bana bağışlayın' diye yalvarıyor, kendini askerin ayaklarına atıyordu. Bu çırpınışlar ne Veysel'i, ne de kardeşini kurtaramadı.
Veysel'in son isteği, sigara içmek ve babasına mektup yazmaktı. Yazdı, ancak mektup, örgüt propagandası içerdiği gerekçesiyle babasına verilmeden mahkeme dosyasına kondu. Yarım kalmış sigara paketi ve çakmağını babasına vermemizi de istedi.
İdam sehpasına çıkarken Che Guevara'nın ünlü 'Ölüm hoş geldi, safa geldi' dizelerini bağıra bağıra okuyordu. O ölüme giderken yanında avukatı dahil hiç kimse yoktu. Ona yabancı olmayan tek şey kendi sesiydi. Ayağının altındaki sandalyeyi, slogan atarak kendisi itti.

Güney'in son mektubu, 25 yıl sonra ailesine iletildi.[9] "Ben kimseyi öldürmedim, suçsuzum." diye yazan Güney, mektubunu tek dörtlük bir şiir ile sonlandırdı:[10]

Mezarımı yol kenarına kazın
Üzerine devrim şehidi yazın
Başına yumruklu yıldız kazın
Gidiyorum ölümsüzlüğe hoşçakalın...

Mezarının akıbeti[değiştir | kaynağı değiştir]

Cenazesi ailesine teslim edilmeyen Veysel Güney'in mezarının akıbeti bilinmemektedir. Konuyla ilgili Güney'in ailesinin ve bazı dernek ve vakıfların çabaları sonuçsuz kalmıştır. 2006'da Cumhuriyet Halk Partisi Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer, Güney'in mezar yerinin Adalet Bakanlığı tarafından bilinip bilinmediğine ve ailesine bildirilmesi için Bakanlığın bir çalışma başlatıp başlatmadığına dair Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir soru yönergesi verdi.[11] Önergeyi cevaplayan Adalet Bakanı Cemil Çiçek; idam sonrasında Güney'in cesedinin Gaziantep Belediyesi görevlilerine teslim edildiğini, ailesinin girişimleri sonucunda "hüviyeti meçhul" olarak defnedildiği tespit edilen bir cesedin 2006'da yapılan DNA testleri neticesinde Güney'e ait olmadığının belirlendiğini kaydetti.[12] İstanbul Milletvekili Ufuk Uras'in 2008'de verdiği soru önergesini[13] cevaplayan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Güney'in cesedini teslim aldığı kaydedilen Yüzbaşı Burhan Erdem'in 1997'de emekliye ayrıldığını ve yönergede cevaplandırılması istenen diğer hususlara ilişkin Jandarma Genel Komutanlığında herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığını belirtti.[14] 2012'de Cumhuriyet Halk Partisi Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 29 milletvekili, Güney'in mezar yerinin bulunması amacıyla bir meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge verdi.[15]

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye'de sağ-sol çatışması

12 Eylül Darbesi

Türkiye'de ölüm cezası

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ "29 Aralık 1980 tarihli Cumhuriyet gazetesi: Gaziantep'te bir üsteğmen teröristlerce şehit edildi". 27 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Aralık 2022. 
  2. ^ a b c d Milli Güvenlik Konseyi Tutanakları 25 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. TBMM. 6 Nisan 2013 tarihinde erişildi.
  3. ^ a b c "Silah kullandığına dair bir delil yoktu" 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Milliyet. 26 Haziran 2006. 6 Nisan 2013 tarihinde erişildi.
  4. ^ Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun
  5. ^ a b Veysel Güney 29 Aralık 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Devrimci Yol. 6 Nisan 2013 tarihinde erişildi.
  6. ^ "Cumhuriyet gazetesi, 23 Nisan 1981: Askeri Yargıtay 1 idamı onayladı, 1'ini bozdu". 14 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  7. ^ Veysel Güney Hakkındaki Ölüm Cezasının Yerine Getirilmesine Dair Kanun 10 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. TBMM. 6 Nisan 2013 tarihinde erişildi.
  8. ^ "10 Haziran 1981 tarihli Milliyet gazetesi, Sayfa 8: SOL EYLEMCİ VEYSEL GÜNEY'İN İDAM CEZASI İNFAZ EDİLDİ". 24 Aralık 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  9. ^ Veysel'in son mektubu 25 yıl sonra yerine ulaştı 25 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Radikal. 31 Temmuz 2006. 6 Nisan 2013 tarihinde erişildi.
  10. ^ 12 Eylül'den son mektuplar 16 Ağustos 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. NTVMSNBC. 12 Eylül 2009. 6 Nisan 2013 tarihinde erişildi.
  11. ^ Mesut Değer'in soru önergesi 13 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. TBMM. 6 Nisan 2013 tarihinde erişildi.
  12. ^ Cemil Çiçek'in soru önergesine yanıtı 13 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. TBMM. 6 Nisan 2013 tarihinde erişildi.
  13. ^ Ufuk Uras'ın soru önergesi 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. TBMM. 6 Nisan 2013 tarihinde erişildi.
  14. ^ "Beşir Atalay'ın soru önergesine yanıtı" (PDF). 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Şubat 2009. 
  15. ^ CHP meclis araştırması talebi 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. TBMM. 6 Nisan 2013 tarihinde erişildi.