Osmanlı döneminde izcilik

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Türk izciler, 1918

Osmanlı döneminde izciliğin tam olarak ortaya çıkışı hakkında kesin bir fikir birliği yoktur.

Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]

Osmanlı Devleti'nde izciliğin ilk yılları[değiştir | kaynağı değiştir]

İzcilik ilk olarak Lozan'da eğitim görmekte olan Ragıp Nurettin'in, 1910 yılında Say ve Terakki(bazı kaynaklarda Say ve Tetebbu) adlı dergide yayımlanan Keşşaflık konulu bir yazısı ile Türk toplumunun gündemine girmiştir. Bu noktadan sonra izciliğin ortaya çıkışı hakkında kesin bir fikir birliği olmasa da ilk izcilik çalışmaları hakkında bazı kaynaklar mevcuttur.[1]

Türkçe basılan ilk İzcilik kitabı olan "İzci Rehberi"nin yazarı olan Darüşşafaka Beden Eğitimi Öğretmeni Oymakbeyi M. Sami Karayel'e göre ilk izcilik uygulamalarını Edirne İttihat Mektebi Müdürü Nafi Atıf (Kansu) ve Manastır Muallim Mektebi Müdürü Ethem Nejat Bey gerçekleştirmişlerdir. Karayel'in kitabında aşağıdaki ifade yer almaktadır:

"Sabık Edirne Öğretmen Okulu müdürü ve bugün Bursa Öğretmen Okulu müdürü muhterem kardeşim Nafi Atıf Kansu Bey'in sav ve tetebbu adlı mecmuasında ilk evvela ismini bilmediğim Avrupa'da tahsil görmüş bir zat bir yazı yazmış (Ragıp Nurettin EGE). Sonra Sabık Manastır Öğretmen Okulu müdürü ve İzmir Öğretmen Okulu müdürü muhterem kardeşim Ethem Nejat Bey bilfiil manastırda tatbik etmiştir ki, izciliğin memleketimiz de müessirleri bunlardır. bilahere en iyi taburlar İstanbul'da teşekkül etmiştir. Bu taburlardan biri Darüşşafaka, İstanbul Sultanisi ve Galatasaray Sultanisi'dir. Bu üç mektebin taburları hemen birbiri ardına teşekkül etmiş ve zaman içinde büyük bir eser-i terakki göstermiştir."

[2]

Türkiye' de izciliğin kurucularından Galatasaray Lisesi Beden Eğitimi Öğretmeni Ahmet Robenson

İstanbul İl İzci Kurulu Eski Başkanlarından Rıza Bediz ise izciliğin Osmanlı Devleti'nde ortaya çıkışına ilişkin olarak şöyle demektedir:

“ "İzcilik teşkilatı, 1909 yılında İstanbul'da biri Galatasaray Lisesi, diğeri Kabataş Lisesi Beden Terbiyesi Öğretmenleri bulunan Ahmed ve Abdurrahman Robenson kardeşlerin şashi teşebbüş ve gayretleri ile memleketimizde ilk defa Keşşaflık adı ile kurulmuştur. Balkan harbinin zuhuruna kadar iyi bir inkişaf göstermeye başlayan izcilik, Balkan Harbinin başlamasıyle durgunluk devrine girmiştir."

[3]

Bu konuda bir diğer görüş 1923 yılında yayın hayatına başlayan "Keşşaf Dergisi"nden aktarılır. 1923 yılında yayın hayatına başlayan Keşşaf Mecmuası (4 Nisan 1923) izcilik teşkilatının kuruluşuna şöyle bir açıklama getirir:

“Memleketimizde izciliği Balkan Harbinden oldukça evvel ilk tesis eden zat Ahmed Robenson Bey’dir. Ahmed Bey, memleketimiz spor hayatının tesis ve terakkisinde en mühim unsur olmakla beraber çocuklarımız ve dolayısıyla ülkemizin istikbali için yaptığı şu faideli teşkilattan dolayı kendisine milli ve ferdi bir surette olmak üzere daima borçluyuz... İzciliği ilk kabul eden müessese-i milliye Galatasaray olmuştur.... Sonra Kadıköy Numune Mektebi, İstanbul sultanisi, Vefa Üsküdar Kabataş Sultanileri ile Haydarpaşa ittihat Mektebi vesaire gelir”

[4]

Keşşaf dergisine göre bir süre sonra İstanbul dışında da izcilik faaliyetlerine başlanmıştır. Bunlar sırasıyla; önce Bursa, ardından Beyrut, İzmir ve Sivas’tır. Ardından da Kayseri, Kütahya, Zara, Ankara, Edirne ve ardından diğer kentler gelmiştir. Kadıköy Numune Mektebi ve Bursa Sultanisinde izcilik çalışmalarını yürüten Ali Haydar Robenson 1923’te İstanbul Sultanisi Müdürü olunca bu okulda izcilik apayrı bir konum elde etmiştir. Galatasaray’da Ahmed Robenson’un yanı sıra daha sonra sinemacılığa soyunan Suad Bey’in izcilik alanında katkıları olmuştur. Keza aynı okuldaki Ruşen Eşref Bey de izcilik ile yakından ilgilenmişti. Bundan sonra İstanbul Maarif Müdürü olan Safvet Bey, sporda olduğu gibi kardeşi Kemal Bey ile beraber Vefa ve İstanbul Sultanilerinde izciliğin gelişimini sağlamışlardır. Haydarpaşa Mektebinde en çok gayret gösteren Behçet Bey idi. Haydarpaşa İttihat Mektebi Müdürü iken erkek izcilerin yanı sıra kız izciler de örgütlemişti. Türkiye’de İlk Kız İzcilik Örgütünü kuran da Ahmet ve Behçet Beylerdir.[1]

Keşşaf Ocağı örgütlenmelerinde Baden Powell’ın öğretileri etkisini sürekli olarak göstermiştir. Bu anlamda Powell’ın scout kelimesi Osmanlı uygulamasında ilk olarak Keşşaf sözcüğü ile karşılanmıştır. Sudi Bey, Keşşaf kelimesi yerine Türkçe bir karşılık bulunması için çok çaba sarfetmiştir. Anadoluhisarı’nda, Sudi Bey, Cami Bey, Sabit Bey, Cemil Bey, Sadi Bey, Ahmed Bey, Abdurrahman Bey ve Asım Beyler tarafından kurulan İdman Yurdu’nda yapılan toplantıların birinde İzcilik alanında gayreti görülen değerli bir eğitimci olan Sudi Bey, “izci” sözcüğünü önerdi. Uzun tartışmalardan sonra bu sözcük “boy scout” karşılığı olarak benimsendi.[1]

İzcilik hareketi 8 Ekim 1912'de başlayan Balkan Savaşı sebebiyle hızını kaybetmiş ve bölgesel çabaların ötesine geçememiştir. İstanbul'daki Türk izcileri bu dönemde kısıtlı olanaklarla varlıklarını sürdürebiliyorlardı.

Keşşaf Ocağı[değiştir | kaynağı değiştir]

Fenerbahçe Kulübü’ne bağlı Keşşaf Ocağı, eğitim öncesi kulübün Kuşdili Lokali bahçesinde, 18 Ağustos 1914

1913 yılının sonlarına doğru Keşşaflık alanında yeni düzenlemeler yapılmıştır. Edirne İttihat ve Terakki Mektebi Müdürü Nafi Atıf(Kansu) ve Manastır Muallim Mektebi Müdürü Ethem Nejat "mükemmel bir gençlik teşkilatı" kurulması için incelemelerde bulunmak üzere Avrupa'ya gönderildikleri araştırmalarının dönüşünde Enver Paşa'ya izciliğin bu iş için ideal bir faaliyet olduğunu rapor etmişlerdir. Bunun üzerine Belçika İzciler Birliği Kurucu Başkanı Harold Parfitt 1913 yılının sonlarına doğru beş yıl görev yapmak üzere Türkiye'ye davet edilmiştir. Türkiye'de kaldığı bir yıl boyunca İstanbul’daki liselerin Beden Eğitimi Öğretmenleri ve İstanbul Muallim Mektebi öğrencileri için kurslar düzenledi. Bu kurslarda başarılı olanlara Oymak Beyi unvanı verildi. Mezunlar diplomalarını Enver Paşa’nın elinden alarak, huzurda yemin etmişlerdir.

Parfitt'in hazırladığı örgüt tasarısında keşşafların Başbuğu Harbiye Nazırı oluyor, Büyük Orta olarak adlandırılan kurula devletin ileri gelenleri atanmıştır. Askeri örgütlenmeden esinilen oba, manga, takım ve bölük adlarını taşıyan birimler Büyük Orta'ya bağlanmıştır. 22 Mayıs 1914'te İzci Ocağı Büyük Ortası İç Nizamnamesini oluşturmuştur. İzciliğin çerçevesinin belirlenmeye çalışıldığı nizamnamede, izcilikteki basamaklar tanımlanmakta, selam ve giysi benzeri unsurlar açıklanmaktadır. Buna göre, Oba, Kol, Oymak yapılanması ile Altınordu oluşuyordu. Adsız, Çeri, Tekin, Alp basamaklarını geçen izci Tarhan adı ile Başbuğun yönetimindeki geniş izci ocağına dahil olmakta idi.[1]

Gayrimüslim Topluluklar Tarafından Kurulan İzci Örgütlenmeleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Osmanlı döneminde gayrimüslim topluluklar tarafından yürütülen İzcilik çalışmaları hakkında İstabul'daki Amerikan Okulu Robert Kolej'de sosyoloji profesörü olan Clarence Ricahard Johnson'un yaptığı araştırma aşağıdaki gibidir.

Amerikan İzci Örgütü[değiştir | kaynağı değiştir]

Robert Koleji bünyesinde kurulan Amerikan İzci Örgütü bünyesinde Amerikalıların dışında diğer milletlerden üyeler barındırıyordu. Bünyesinde 13 ile 16 yaş arasında toplam 46 üyeden oluşuyordu. Bir izci üyelik ücreti olarak haftada 5 kuruş ödüyordu. Her hafta Çarşamba günleri toplantı düzenleniyordu. Bu toplantılarda bisiklet binme, koşu, oyun gibi etkinlikler düzenliyor, izciler eğitim görüyor ve teste tabii tutuluyorlardı. Bunun yanı sıra her ay düzenlenen yarışmalarda ilerleme, devam, sergileme vb. etkinlikler için ödül dağıtımı yapılıyordu. Toplulukta bir İzci başı, yardımcı izci başılar ve keşif kolu liderleri vardı.[5]

İngiliz İzci Örgütü[değiştir | kaynağı değiştir]

İstanbul İngiliz İzci Oymağı (The 1st Constantinople Trop of British Boy Scouts) ve Birinci İstanbul Uluslararası İzci Oymağı (The 1st Constantinople Trop of International Boy Scouts) olmak üzere iki adet izci oymağı bulunmaktaydı. Örgütün merkezi Pera'da bulunmaktaydı ve İngiliz mevzuatını uygulamaktaydılar. Londra'daki British National Headquartes'a üye idiler.[5]

İtalyan İzci Örgütü[değiştir | kaynağı değiştir]

Haziran 1920'de kurulan Corpo Nazionale Giovani Exploratori adlı örgütün merkezi İtalyan Mektebi idi. Örgütün merkezi Roma'da bulunan Ulusal Merkez'di. İtalyan Harp Dairesi'nden destek görmekteydiler. Üniforma, bıçak, çadır gibi teçhizatlar konusunda oldukça iyi durumdaydılar. Programlarını İtalyan İzcilik El Kitabı üzerinden belirlemişlerdi. Örgüt şemasının en tepesinde Capao Campoynia tarafından yönetilen Compayna bulunmaktaydı. 12 patrol birleşerek 4 squadron, squadronlar birleşerek 2 drapello ve drapellolar birleşerek Compayna'yı oluşturmaktaydı. Haftada iki kez toplanıyorlardı. Giyimleri ile İstanbul'un en popüler izci örgütlerinin arasındaydı.[5]

Yahudi İzci Örgütü[değiştir | kaynağı değiştir]

Toplam sayıları 450'ye ulaşan 9 tane Musevi İzci Örgütü bulunmaktaydı. Her örgütün yönetiminde bir Scout Masteri bir Assistant Scout Master ve altı Chief Patrol Leader bulunuyordu. Kendilerine ait bir el kitapları yoktu. Diğer izcilik kitaplarından yararlanarak kendi örgütlerine uyarlıyorlardı.[5]

Rus İzci Örgütü[değiştir | kaynağı değiştir]

Rus YMCA (Young Men’s Christian Association) desteğiyle kurulmuştur. Üyeleri Kırım'dan İstanbul'a göç eden mültecilerin çocuklarından oluşmaktaydı. 7 birimden ve 140 izciden oluşmaktaydı. Bunun yanı sıra 90 izciden oluşan 3 yavru kurt örgütü daha vardı. Programlarını İngiliz İzci El Kitabı'na göre yürütmekteydi.[5]

Ermeni İzci Örgütü[değiştir | kaynağı değiştir]

İstanbul'da ilk Ermeni izci alayı, 1918

32 obadan oluşan 1000 üyeye sahip olan örgüt 6 yerde örgütlenmişti. 15 obaya mensup izcilerin yarısından çoğu yetim çocuklarıdır; diğer 17 Obanın üyeleri 12 yerde örgütlenen şehir halkındandır. Ermeni Erkek İzci Örgütünün 8 üyeden oluşan bir Yönetim Kurulu vardır; bu kurulun Onursal Başkanı Ermeni Patriğidir. Üniforma dışında Ermeni İzcilerinin gerekli donanımları yoktur. Eğer üniforma bulabilseler bu örgüte katılacak daha pek çok delikanlı mevcuttur. 2 Kız izci obası kurulmuştur.[5]

Rum İzci Örgütü[değiştir | kaynağı değiştir]

İstanbul’da yoğunlaşan İzci örgütleri arasında en kalabalığı ve en yıkıcı olanı Rum İzci Örgütüdür. Bu örgütün Yerel Rum Cemaatinden yardım gören ve doğrudan Atina’dan yönetilen askeri bir yapısı vardır. Rumları Yunanlaştırmak ve Rumların bulunduğu Osmanlı topraklarında ihtilal ve ayaklanma çıkarmak ve İstanbul’u tamamıyla siyasi bir bozgunculuk ocağı haline dönüştürmek amacı ile çalışan, Rum Matbuat Cemiyeti, Rum Müdafaa-i Milliye Cemiyeti ve Pontus Cemiyeti gibi örgütlerle aynı amaca yönelik çalışan Rum İzci Teşkilatı, Haziran 1919 yılında İstanbul Rum Gençlerini askerliğe alıştırmak için Yunan subaylarının idaresinde kurulmuştur. Daha çok okullarda, yetimhanelerde ve kulüplerde örgütlenen 14-22 yaşları arasında olan gençlerin elbise ve teçhizatlarını Yunan Devleti sağlamaktadır. Rum İzci örgütü içerisinde 42 obada toplam 2000 izci yer almaktaydı. İngiliz İzci El Kitabı Rumcaya çevrilip ve temel kitap olarak benimsenmişti. Rumlar, en çok izcilik ve eğlence malzemesine sahip cemaattir.[5]

İzci Andı ve İzci Türesi[değiştir | kaynağı değiştir]

22 Mayıs 1914 tarihinde Keşşaf Ocağı Büyük Orta'sı tarafından oluşturulan iç nizamname'ye göre izci andı ve türesi aşağıdaki gibidir:

İzci Andı: Tanrıya ibadet ve Hakana itaat edeceğime, daima vicdanlı, vazifesini tanır, kanuna hürmet eder, yiğit bir adam olarak hareket eyleyeceğime, vatanımı sevip sulh ve harp zamanında fedakarlıkla hizmet yapacağıma, izcilik türesine baş eğeceğime namusum ve şerefim üzerine söz veririm.

İzci Türesi:

  1. İzcinin sözü sözdür. İzci namus ve şerefini her şeyin hatta hayatının fevkinde tutar.
  2. İzci itaatlidir. Çünkü vatanının selametinin ruh-ı inzimat olduğunu bilir.
  3. İzci girişkindir (girişkendir).
  4. İzci bütün islerin mes’uliyetini üzerine almaktan korkmaz.
  5. İzci herkese karsı kanuni ve mültefittir.
  6. İzci diğer izcileri hakiki bir kardeş bilir.
  7. İzci alicenap, cesur, daima zayıfların muavenetine hazırdır. Bu maksat için hayatını tehlikeye koymaktan çekinmez.
  8. İzci vakit velev küçük olsun bir iyilik yapar.
  9. İzci hayvanları sever ve onlara zulüm yapmaz.
  10. İzci daima sen, nikbin ve ümitvardır.
  11. İzci muktesittir ve diğerlerinin malına hürmet eder.
  12. İzci izzet ve itimat-ı nefs sahibidir.

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ a b c d Bayrak, Turan (20 Ekim 2011). "İZCİLİĞİN TÜRKİYE'YE GELİŞİ VE GÜNÜMÜZDEKİ GÖRÜNÜMÜ". İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Dergisi. 3 (20): 153-175. ISSN 1304-2998. [ölü/kırık bağlantı]
  2. ^ Mehmet Sami Karayel (1914). İzci Rehberi (Osmanlı Türkçesi). İstanbul: Zarafet Matbaası. s. 110. 
  3. ^ "Ulusal Tez Merkezi | Anasayfa". tez.yok.gov.tr. 30 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2020. 
  4. ^ Toprak, Zafer. "II. Meşrutiyet'ten Mütareke Yıllarına: Türkiye'de İzciliğin İlk Evresi" (İngilizce). 10 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2020. 
  5. ^ a b c d e f g Johnson, Clarence Richard (1922). Constantinople To-day; Or, The Pathfinder Survey of Constantinople; a Study in Oriental Social Life (İngilizce). Macmillan.