Kuteybe bin Müslim

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Kuteybe bin Müslim
Ebu Hafs Kuteybe bin Müslim bin Amr el-Bahilî
Doğum669
Basra
Ölüm715
Fergana
BağlılığıEmevî Devleti
Hizmet yılları695 - 715
RütbesiHorasan valisi
Çatışma/savaşlarıMüslümanların Maveraünnehir'i fethi

Kuteybe bin Müslim (669 – 715), Emevilerin en önemli Arap komutanlarından birisi ve Horasan'ın Emevi valisidir.[1]

I. Velid (hd. 705-715) döneminde Maveraünnehir'in fethinde öne çıktı. Yetenekli bir asker ve yönetici olarak bölgedeki Müslüman yönetimini sağlamlaştırdı ve Emevi sınırlarını Maveraünnehir'in çoğunu kapsayacak şekilde genişletti. 705'ten 710'a kadar, Toharistan'ın yerli beylikleri üzerindeki Müslüman kontrolünü pekiştirdi ve Buhara'yı ardından 710-712'de Harizm'i fethetti. Semerkant'ı ele geçirerek Soğdiana'nın fethini tamamladı. Daha sonra Seyhun vadisine giden yolu açtı ve hayatının son yıllarında burada yıllık seferler düzenleyerek Müslüman kontrolünü Fergana Vadisi'ne ve Çin Türkistan'ının bazı bölgelerine kadar genişletti.[2] Kuteybe, savaş gücünü artırmak için Arap Müslüman birliklerinin yanında savaşan yerli Horasanlı ve Maveraünnehirli askerlerden oluşan büyük bir birlik kurmaya çalıştı. Velid'in ölümünün ardından, yeni rejim altındaki konumundan emin olmayan Kuteybe isyan etti, ancak ordusunun desteğini sağlayamadı ve öldürüldü. Maveraünnehir'deki fetihlerinin çoğu ölümünden sonraki yıllarda kaybedildi. Müslümanların konumu ancak 740'larda Kuteybe'nin ulaştığı çizgiye geri dönebildi ve ancak 751'deki Talas Muharebesi'nden sonra bölge tamamen Müslümanların kontrolü altına girdi.

İlk yılları[değiştir | kaynağı değiştir]

Kuteybe 669'da Basra'da, Bahila aşiretinde doğdu. Babası Müslim bin Amr Emeviler tarafından destek görse de, İkinci Fitne sırasında onlara karşı Abdullah bin Zübeyr'in yanında savaştı. Savaşta aldığı yaralardan ölmek üzere olduğu bir sırada Halife Abdülmelik'ten aldığı sözle oğlu Kuteybe'nin güvenliğini garantiledi. Güçlü Irak ve doğu valisi Haccac'ın gözüne giren Kuteybe, 701 yılında isyan halindeki Rey şehrini asilerden geri alarak buranın valisi oldu. Ardından 704 sonu veya 705 başında Halife Abdülmelik tarafından Horasan valisi yapıldı. Kuteybe'nin yükselişinde, bağlı bulunduğu Bahila aşiretinin görece zayıf oluşu, bu aşiretin kuzeyli ve güneyli Arap aşiretleri arasındaki gerilimde tarafsız kalmış oluşu ve Kuteybe gibi güçlü bir aşiretin desteğinden mahrum birisinin Haccac için tehdit unsuru olmaması etkili olmuştu. Kuteybe hayatının geri kalan on yılını Orta Asya'da Müslüman egemenliğini tesis etmekle harcadı. Bu amaçla askeri yeteneklerinin yanı sıra diplomasi ve organizasyon becerilerini de kullandı, özellikle yerli İranlı halk ve yönetici sınıfının desteğini sağladı.[kaynak belirtilmeli]

Arapların Maveraünnehir'i fethi[değiştir | kaynağı değiştir]


Emevi valisi Haccac'ın Kuteybe'yi Maveraünnehir bölgesinin fethi ile 705 yılında görevlendirmesiyle Kuteybe bin Müslim komutasındaki Araplar Maveraünnehir'e karşı cihat başlattılar.[3] Kuteybe bin Müslim'in hedefi Maveraünnehir ve Toharistan'ı ele geçirmekti.[4] Sert bir kumandan olan Kuteybe büyük bir askeri harekata girişti. Aşağı Toharistan'da bazı şehirleri ele geçirip dönemin en büyük ve zengin ticaret merkezlerinden biri olan Baykent'in üzerine yürüdü ancak iki ay kadar süren bir mücadelenin ardından başarıya ulaşması üzerine Araplar Baykent'e girdiler. Şehrin zenginliğini görünce varlıkları ele geçirebilmek için karışıklık çıkarıp, birkaç günlük yağmanın ardından şehri yakıp yıktılar.[5] Şehirde eli silah tutan erkekler öldürüldü. Kadınlar ve çocuklar esir edilerek başka bir yere gönderildi.[6]

Şiddetli saldırılarla ilerleyen Kuteybe, hayatının son günlerine kadar benzer yöntemleri kullandı. Baykent'in ardından Talkan'da da saldırılarına devam eden Arap birlikler, teslim olanları kılıçtan geçirdi, ayrıca sıra sıra ağaçlara astırdı. Kuteybe, on yılı aşkın bir zaman boyunca saldırdığı diyarlarını yağmalayıp, tahrip ettiyse de onun saldırılara rağmen yerli halk, çeşitli yollarla Arap hakimiyetine karşı direnç gösterdi. Semerkant Türkleri Kuteybe'ye cizye vermeyi kabul eden hanları Tarhun'un yerine Gurak Han'ı başa geçirdiler (709) ve mücadelelerine devam ettiler. Kuteybe, Semerkant'a senelerce uğraştıktan sonra ancak 711'de girebildi. Semerkant'ı ele geçirdiğinde İslam dışı inançlara ait çok sayıda dini mekanı yıktırdı.[7] Harezm'de de benzer olaylara neden olan Kuteybe, eğitimli insanları öldürtüp, kitapları ise yaktırdı.[8] Zengin Harezm şehirlerini yağmaladıktan sonra kardeşinin esir ettiği 4.000 kadar kişiyi öldürttü.[9] Kuteybe'nin etkin olduğu bölgelerde Müslüman olmayan halk kısa zamanda malvarlıklarını kaybetti. Zerdüştlüğe sadık kalmak için İran dinine bağlı olanlar ise yeraltındaki mağaralara sığınmak zorunda kaldılar. Görevli imamlar, ev ev dolaşarak İslam'a yeni geçenleri namaza çağırıyorlardı.[10] Kuteybe bin Müslim ayrıca Harizm ve Soğdların kitaplarını yakıp yok etti.[11] Kuteybe, hükümdar Nizek Tarhan'ın da boynunu vurdu ve onun başını Haccac'a yolladı. Nizek Tarhan'dan sonra bölgede İslamiyet yayıldı ve eski dinini koruyanlar, Budizm'den ayrılmayanlar ise "kafir" olarak sayıldılar.[12] Kuteybe bin Müslim ayrıca Nizek Tarhan'ın çocukları dahil ailesi ve silah arkadaşlarının da aralarında bulunduğu yüzlerce insanın boynunu vurdurdu.[13] Bir rivayete göre ise boynu vurdurularak öldürülen insanların sayısı 12.000 idi.[13] Harplerden elde ettiği ganimetlerin 5'te 1'ini ve öldürttüğü aristokratların kesik başlarını Haccac'a yollayan Kuteybe, esir olarak aldığı 80 liderin de el ve ayaklarına demir kelepçe taktırıp Haccac'a yolladı.[13] Bu Türk beylerinin tümünün ise genel uygulanan ceza gereği boynunun vurulduğu düşünülmektedir.[13] Kuteybe'nin 715'te ölümünün ardından Maveraünnehir'deki Arap-İslam fetihleri kesintiye uğradı.[14]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ M. S. Asimov; C. E. Bosworth. History of Civilizations of Central Asia. Yeni Türkiye. s. 1315. 
  2. ^ a b c d Kitapçı, Zekeriya. Türkistan'ın Müslüman Araplar Tarafından Fethi. Yedikubbe. ss. 185-6. 
  3. ^ Hasan Celal Güzel; Prof. Dr. Kemal Çiçek; Prof. Dr. Salim Koca. Türkler. I. Yeni Türkiye. s. 68.