Fransa tarihi

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Taştan aletler, bundan yaklaşık 1.8 milyon yıl önce Fransa'da ilkel insanın bulunduğunu kanıtlamaktadır.[1] Bölgede ilk modern insan 40.000 yıl önce ortaya çıkmıştır. Fransa tarihi için ilk yazılı kayıtlar Demir Çağı'ndan itibaren bulunmaktadır. Günümüzdeki Fransa, Galya olarak bilinen bir Roma İmparatorluğu eyaletinin üstüne kuruludur. Romalı tarihçiler, bölgede, dil farkıyla ayrılan üç büyük etnik grubun varlığını ortaya koymuşlardır: Galyalılar, Akuitanlar ve Belgalar. En büyük ve bölgeye en hakim grup olan Galyalılar, Galyaca konuşan Keltlerdi.

MÖ bin yıllık süre içerisinde, Yunanlar, Romalılar ve Kartacalılar Akdeniz kıyılarında ve civar adalarda koloniler kurmuşlardı. Milattan önce 2. yüzyılın sonlarında Roma İmparatorluğu, Galya'nın güneyini Gallia Narbonensis'in bir vilayeti olarak topraklarına kattıktan sonra, Jül Sezar komutasındaki Roma orduları Galya'nın geri kalanını da MÖ 58-51 yılları arasında yapılan Galya Savaşları'nda fethetmiştir. Bu olay, Galya ve Roma kültürlerini yakınlaştırmış, Galya Roma İmparatorluğu'yla bütünleşmiştir.

Roma İmparatorluğu'nun daha sonraki dönemlerinde Galya, muhacirlikten ve Barbar akınlarından, özellikle de Cermenlerden nasibini almıştır. 5. yüzyıl sonlarında, Frank kralı I. Clovis, Galya'nın büyük bir bölümünü kendi hükümdarlığı altında birleştirmiş ve bölgeyi yüzyıllar boyu sürecek olan Frankların hakimiyetine zemin hazırlamıştır. Franklar 8. yüzyıla kadar Clovis'in mensup olduğu Merovenj Hanedanlığı tarafından yönetilse de bu sürecin ardından en önemli hükümdarları Şarlman olan Karolenj Hanedanlığı yönetimi devr almıştır.[2] Şarlman'ın döneminde bölgedeki Frank egemenliği doruğa ulaşmıştır. Şarlman'ın Karolenj İmparatorluğu'nun batısında doğan Orta Çağ Fransa Krallığı, Hugh Capet tarafından 987 yılında kurulan Capet Hanedanlığı himayesinde önem kazanmıştır.

Son gerçek Capet Hanedan ailesi üyesinin 1328'deki vefatı, Valois Hanedanı ve Plantagenet Hanedanı arasında Yüz Yıl Savaşı olarak da bilinen çatışmalara sürükleyen vekalet krizine neden oldu. Resmi olarak savaş, 1337'de VI. Filip'in Akuitan Düklüğü'nü, varis olan; Fransız tahtının Plantagenet talibi, III. Edward'dan alma çabasıyla başladı. II. Jean'ın yakalanması ve fidyeyle serbest bırakılmasını da içeren Plantagenet zaferlerine rağmen, savaşın devamında şans Valois Hanedanı'na gülmeye başladı. Bunun yanında sıradan bir Fransız genç kız olan Jeanne d'Arc Fransız güçlerini İngilizlerin üstüne sürerek kendini ulusal bir kahraman olarak benimsetip bu savaşın önem arzeden figürlerinden biri olmuştur. Savaş, 1453'te Valois zaferiyle sonlanmıştır.

Yüz Yıl Savaşı'nda kazanılan bu zafer, Fransız milliyetçiliğini yüceltmiş ve Fransız monarşisini güçlendirmiştir. Ancien Régime olarak bilinen dönemde, Fransa merkezi bir Mutlak monarşi ile yönetilmeye başlanmıştır. Sonraki yüzyıllarda, Fransa Rönesans ve Reform hareketlerine sahne olmuştur. Fransız Din Savaşı'nın en can alıcı noktasında, Fransa son Valois kralı olan III. Henri'nin rakip fraksiyonlar olan Bourbon Hanedanı ve Guise Hanedanı ile savaşmaya başlamasıyla yeni bir veraset krizinin içine düştü. Navarre Kralı ve Bourbon ailesinin veliahtı IV. Henri çatışmada üstün gelmiş ve Fransız Bourbon Hanedanlığı'nı güçlendirmiştir. 16. yüzyılda gelişen bir Fransız Sömürge İmparatorluğu kurulmuştu. Fransa'nın politik gücü, Versailles Sarayı'nın da yapım emrini veren, "Güneş Kral" XIV. Louis'nin hükümdarlığı döneminde doruk noktasına ulaşmıştır.

18. yüzyıl sonlarında monarşi ve ona bağlı kurumlar, Fransız Devrimi ile devrilmiş ve kabul görmemeye başlamıştır. Napolyon Bonapart tarafından Birinci Fransa İmparatorluğu ilan edilene kadar ülke bir süre Birinci Fransa Cumhuriyeti olarak yönetilmiştir. Napolyon'un Napolyon Savaşları ile bozguna uğratılmasından sonra, Fransa çeşitli rejim değişikliklerine gitmiştir; monarşi olarak yönetilmiş, daha sonra İkinci Fransa Cumhuriyeti, İkinci Fransa İmparatorluğu olmuş ve devamında daha uzun ömürlü bir Üçüncü Fransa Cumhuriyeti'nin 1870'te kurulması birbirini izlemiştir.

Fransa, I. Dünya Savaşı'nda Üçlü İtilaf'ta yer almış; Birleşik Krallık, Rusya, İtalya, Japonya, Birleşik Devletler ve bazı küçük müttefik devletler birlikte Almanya ve İttifak Devletleri'ne karşı savaşmıştır.

Fransa, II. Dünya Savaşı'nda Müttefik Devletler arasında yer almasına rağmen, 1940 yılında Nazi Almanyası tarafından ele geçirilmiştir. Üçüncü Cumhuriyet tasfiye edilmiş, ülkenin büyük bir kısmı Mihver Devletleri tarafından kontrol altına alınmış, ülkenin güneyi işbirlikçi Vichy Hükümeti'ne bırakılmıştı. 1944'te kurulan Özgür Fransa'nın ardından Dördüncü Fransa Cumhuriyeti kurulmuş, ancak on beş yıldan az bir süre mevcudiyetini sürdürebilmiştir. 1958'de yaşanan Cezayir Krizi ile birlikte Dördüncü Fransa Cumhuriyeti çökmüş ve Charles de Gaulle önderliğinde Beşinci Fransa Cumhuriyeti kurulmuştur. 1960'lardaki Dekolonizasyon hareketiyle birlikte çoğu Fransız Koloni İmparatorluğu bağımsız hale gelmiş, daha küçük bölgeler ise denizaşırı eyaletler ve Denizaşırı kolektiviteler haline gelmişlerdir. II. Dünya Savaşı'ndan beri Fransa, BM Güvenlik Konseyi'nin ve NATO'nun kalıcı üyesidir. 1945'ten sonraki birleşmede hareketinde merkez bi rol oynamış ve Avrupa Birliği'nin oluşumuna katkıda bulunmuştur. Ekonomik büyümedeki yavaşlık ve etnik azınlıklarla yaşanılan sorunlara rağmen, 21. yüzyıldaki güçlü ekonomik, kültürel, askeri ve politik önemini korumaktadır.

Tarih Öncesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Mağara resmi Lascaux

1968'de Chilhac ve 2009'da Lézignon-la-Cèbe'de bulunan taştan aletler bundan yaklaşık 1,8 milyon yıl önce ilkel insanın bölgede bulunduğunu kanıtlamaktadır.[1]

Avrupa'da Neandertaller 400.000 yılından itibaren varlık göstermiş,[3] ancak muhtemelen bir soğuk hava döneminde modern insanla yaşadıkları rekabet sonucu soyları bundan 30.000 yıl önce tükenmiştir. İlk modern insanlar - Homo Sapiens- Avrupa'ya 43.000 yıl önce girmiştir (Üst Paleolitik Dönem).[4] Lascaux ve Gargas'taki (Hautes-Pyrénées'deki Gargas) mağara resimleri ve Karnak Taşları bölgedeki tarih öncesi dönemlerin kalıntılarıdır.

Antik dönem[değiştir | kaynağı değiştir]

Yunan kolonileri[değiştir | kaynağı değiştir]

Massalia (modern Marsilya) Roma öncesi Galya'daki Yunanların kanıtı gümüş sikke, MÖ 5.-1. yüzyıl

MÖ 600 yılında Phokaialı İyonyalı Yunanlar, Akdeniz kıyısında günümüzde Marsilya olan Massalia kolonisini kurarak aynı zamanda Fransa'nın en eski şehrinin de temelini atmış oldular.[5][6] Aynı tarihlerde, bazı Kelt kabileleri de Fransa'nın doğu bölgelerini(Germania Superior) kontrol altına almaktaydı ancak bu işgal Fransa'nın geri kalanına yalnızca MÖ 5. ve 3. yüzyıllarda yayılmıştır.[7]

Galya[değiştir | kaynağı değiştir]

Brennus ve Allia Muharebesi 19. yüzyıldaki tahayyülü ile

Günümüzdeki Fransa'nın büyük bir kısmını, Belçika'yı, kuzeybatı Almanya'yı ve kuzey İtalya'yı kaplayan Galya, Sen Nehri ve Garonne Nehri arasında, Romalılar tarafından Galyalı sayılan ve Galya dilini akıcı olarak konuşamayan birçok Kelt ve Belga'yı barındırmaktaydı. Aşağı Garonne'da insanlar Lucetia'nın kuzeyinde konuşulan ve bir Belçika Dili olan Baskça'yla bağlantılı, antik dil Akuitan dilini konuşmaktaydı. Keltler, Lutetia Parisiorum (Paris) ve Burdigala (Bordeaux) şehirlerini, Akuitanlar ise Toulouse (Toulouse) şehirlerini kurmuşlardır.

Roma yerleşimlerinden çok önce, Yunan seyrüsefercileri daha sonra Provence olacak bölgeye yerleşmişti. Phokaialılar ise onları Kelt ve Ligurianlılarla komşu ederek çatışmalarına neden olacak, Massalia ve Nikaia (Nice) gibi önemli şehirler kurmuşlardı. Piteas gibi bazı çok önemli Phokaia coğrafya araştırmacıları Marsilya'da doğmuştur. Keltler, Almanlar ve Akuitanlarla sık sık savaşmış, daha sonra da Brennus'un komuta ettiği bir birlikle Roma'yı istila etmişlerdir (Allia Muharebesi'nin devamında MÖ 393 veya 388 yıllarında).

Ancak Galya'nın kabile yapısı, merkezileşen Roma devletinin ona karşı koymasını engelleyecek kadar hızlı gelişememiştir. MÖ 3.yüzyılda Galya'nın kabile ittifakı, Romalılar tarafından Sentinum ve Telamon'da mağlup edilmiştir. MÖ 3.yüzyıl başında Belgalar, Gournay-sur-Aronde ve Ribemont-sur-Ancre yakınlarındaki Armoricani'yle yapılan bir savaşın ardından, tapınakların bulunduğu Somme çevresindeki bölgeleri ele geçirmiştir.

Kartacalı kumandan Hannibal Barca, Cannae'da savaşırken kendi safında savaştırmak için Galyalı askerler satın almıştır. Bu Galya katılımı, MÖ 122'de Roma'nın Provence'ı topraklarına katmasına sebep olmuştur. Daha sonra Roma konsulü -Jül Sezar- tüm Galya'yı işgal etmiştir. Vercingetorix tarafından yürütülen protestolara rağmen Galyalılar Roma saldırılarına dayanamamıştır. Galyalılar, başlarda Gergovia'da başarılı olmuşlar ancak daha sonra MÖ 52'de Alesia'da yenilgiye uğramışlardır. Romalılar; Lugdunum (Lyon)ve Narbonensis (Narbonne) gibi şehirleri kurmuş böylece Cularo'nun var olmasını sağlayan Lucius Munatius Plancus ileMarcus Tullius Cicero'nun mektuplaşmalarına olanak yaratmıştır.[8]

Frank krallıkları (486 - 987)[değiştir | kaynağı değiştir]

Puvatya Muharebesi'nde (732) Emevilere karşı kazanılan zafer, Müslümanların ilerleyişini durdurdu ve sonraki yüzyılda Avrupa'daki Frenk hakimiyetini sağladı.

486'da Salian Franklarının lideri I. Clovis, Romalı general Syagrius'u Soissons'ta yendi ve ardından kuzey ve orta Galya'nın çoğunu kendi yönetimi altında birleştirdi. Clovis daha sonra Tolbiac'ta Alamanni gibi diğer Cermen kabilelerine karşı bir dizi zafer kazandı. 496'da pagan Clovis Katolikliği kabul etti. Bu, ona Hristiyan tebaası üzerinde daha fazla meşruiyet ve güç verdi ve Aryan Vizigotlara karşı ona ruhban desteği verdi. 507'de Vouille'de Vizigot kralı II. Alarik'i mağlup etti ve Akitanya ve Toulouse'u Frank krallığına kattı.

Gotlar, daha sonra İspanya olacak olan Toledo'da yok oldular. Clovis, Paris'i başkenti yaptı ve Merovenj Hanedanlığını kurdu, ancak krallığı 511'deki ölümünden sonra hayatta kalamadı. Frank miras geleneklerine göre, tüm oğullar toprağın bir kısmını miras alır, bu nedenle dört krallık ortaya çıktı: Paris, Orleans, Soissons ve Reims merkezli. Zamanla, Frank krallıklarının sınırları ve sayıları değişkenlik gösterdi. Ayrıca bu süre zarfında, aslen kralların baş danışmanı olan Saray Başkanları, Frenk topraklarında gerçek güç haline gelecek; Merovenj krallarının kendileri de figüranlardan biraz daha fazlasına indirgenecekti.

Bu zamana kadar Müslümanlar İspanya'yı fethetti ve Güney Fransa Frenk krallıklarını tehdit eden Endülüs'ün bir parçası oldu. Akitanya dükü Odo, 721'de Toulosue'da büyük bir işgalci gücü yendi, ancak 732'de bir baskın grubunu püskürtmeyi başaramadı. Saray başkanı Charles Martel, baskın ordusunu Puvatya Muharebesi'nde yendi ve Frank krallığı içinde saygı ve güç kazandı. 751'de Kısa Pepin (Charles Martel'in oğlu) tarafından tacın devralınması ile Karolenj Hanedanı kuruldu.

Şarlman'ın taç giymesi

Karolenj gücü, Pepin'in oğlu Şarlman döneminde en geniş boyutuna ulaştı. 771'de Şarlman, bir bölünme döneminin ardından Frank topraklarını yeniden birleştirdi, ardından şu anda Kuzey İtalya olan yerde (774) Desiderius komutasındaki Lombardları fethetti, Bavyera'yı (788) krallığına kattı, Tuna ovasındaki Avarları yendi (796), Endülüs ile sınırı güneyde Barselona'ya kadar ilerletti (801) ve uzun bir seferden sonra Aşağı Saksonya'ya boyun eğdirdi (804).

Başarılarının ve Papalığa verdiği siyasi desteğin takdiri olarak Şarlman, 800 yılında Papa III.Leo tarafından Romalıların İmparatoru veya Batı'da Roma İmparatoru olarak taçlandırıldı; ancak kurduğu imparatorluk oğlu I. Louis'in(814-840) ölümünden sonra ayakta kalamayacaktı. Louis'in oğullarından ikisi - Kel Charles ve Alman Ludwig - Strasbourg Yeminlerinde kardeşleri I. Lothar'a karşı birbine bağlılık yemini ettiler ve imparatorluk Louis'in üç oğlu arasında bölündü (Verdun Antlaşması, 843). Son bir kısa yeniden birleşmeden sonra (884-887), imparatorluk unvanı, gelecekteki Fransız krallığının temelini oluşturacak olan batı krallığında tutulmaya son verildi. Daha sonra Almanya olacak olan doğu krallığı, I. Heinrich'in Sakson hanedanıyla devam etti.

Karolenjler döneminde krallık Viking akıncıları tarafından harap edildi. Bu mücadelede Paris Kontu Odo ve kardeşi Kral Robert gibi bazı önemli şahsiyetler ün kazandı ve kral oldu. Üyeleri Robertianlar olarak adlandırılan bu yükselen hanedan, Capet Hanedanının öncülüydü. Rollo liderliğindeki bazı Vikingler Normandiya'ya yerleşmişlerdi ve toprakları diğer akıncılardan korumak için Kral III. Charles tarafından önce kont, sonra dük olarak toprak verildi. Yeni Viking aristokrasisi ile zaten karışık olan Franklar ve Gallo-Romalılar arasındaki etkileşimlerden ortaya çıkan insanlar, Normanlar olarak bilinmeye başladı.

Fransa krallığı ile devlet inşası (987-1453)[değiştir | kaynağı değiştir]

Bu dönemdeki krallar[değiştir | kaynağı değiştir]

Güçlü prensler[değiştir | kaynağı değiştir]

Fransa, Orta Çağ boyunca çok merkezi olmayan bir devletti. Kralın otoritesi idari olmaktan çok dinseldi. Fransa'da 11. yüzyıl Normandiya, Flandre veya Languedoc gibi eyaletler dışında krallıklarla karşılaştırılabilir bir yerel otoriteye sahip olduklarında, kralın pahasına prenslerin gücünün doruk noktasına ulaşmasıydı. Capetler, Robertianların soyundan geldikleri için, zayıf ve talihsiz Karolenj krallarını başarılı bir şekilde deviren güçlü prenslerdi.

Karolenj krallarının, Capet kralları bu unvana kendi prensliklerini eklediklerinde, bir kraliyet unvanından başka bir şeyleri yoktu. Capetler bir bakıma, Kral ve Prens ikili statüsüne sahipti; kral olarak Şarlman'ın Tacı'nı ellerinde tuttular ve Paris Kontu olarak en çok İle-de-France olarak bilinen kişisel derebeyliklerini ellerinde tuttular.

Capet Hanedanı'nın hem Prens hem de Kral olarak topraklara sahip olması onlara karmaşık bir statü kazandırdı. Fransa içindeki iktidar mücadelesine prensler olarak dahil oldular ama aynı zamanda Fransa'da Kral olarak Roma Katolikliği üzerinde dini bir otoriteye sahiplerdi. Capet kralları, diğer prenslere astlarından çok düşmanları ve müttefikleri olarak davrandılar kraliyet unvanlarını kabul ettiler ama sıklıkla da saygısızlık ettiler. Capet otoritesi bazı ücra bölgelerde o kadar zayıftı ki, o bölgelerde haydutlar etkin güç haline gelmişti.

Kralın bazı derebeyleri, Batı Avrupa'nın en güçlü yöneticilerinden biri haline gelecek kadar güçleneceklerdi. Normanlar, Plantagenetler, Lüziyanlar, Hautevilleler, Ramnulfidler ve Toulouse Hanedanı, Fransa dışındaki toprakları başarıyla kendilerine ayırdılar. Fransız tarihi için bu fetihlerin en önemlisi, Hastings Muharebesi'nden sonra Fatih William tarafından yapılan ve İngiltere'yi Normandiya üzerinden Fransa'ya bağladığı için Bayeux İşlemesinde ölümsüzleştiren Norman Fethi'dir. Normanlar artık hem Fransız krallarının vasalları hem de İngiltere kralları olarak eşit olsalar da, siyasi faaliyet bölgeleri Fransa merkezli kaldı.

Fransız aristokrasisinin önemli bir bölümü de haçlı seferlerine katılmış, Haçlı devletlerini Fransız şövalyeleri kurmuş ve yönetmiştir.

Monarşinin yükselişi[değiştir | kaynağı değiştir]

Monarşi, sonraki yüzyıllarda güçlü baronları alt etti ve 16. yüzyılda Fransa üzerinde mutlak egemenlik kurdu. Fransız monarşisinin yükselişine bir dizi faktör katkıda bulundu. Hugh Capet tarafından kurulan hanedan, 1328'e kadar kesintisiz devam etti ve ilk doğan evlat yasası, düzenli bir iktidar aktarımı sağladı. İkinci olarak Capetlerin halefleri, şanlı ve eski bir kraliyet ailesinin üyeleri olarak tanınmaya başlandı ve bu nedenle siyasi ve ekonomik açıdan üstün rakiplerine karşı sosyal olarak üstün oldular. Üçüncüsü, Capetler, Fransa'da güçlü bir merkezi hükûmetten yana olan Kilise'nin desteğine sahipti. Kilise ile olan bu ittifak, Capetlerin en büyük kalıcı miraslarından biriydi. Birinci Haçlı Seferi neredeyse tamamen Frenk prenslerinden oluşuyordu. Zaman geçtikçe, Kralın gücü fetihler, ele geçirmeler ve başarılı feodal siyasi savaşlarla genişletildi.

Fransa'nın tarihi, 987'te Reims'te toplanan bir meclis tarafından Hugh Capet'in (940-996) kral olarak seçilmesiyle başlar. Capet, "Frankların Dükü"ydü ve ardından "Frankların Kralı" (Rex Francorum) oldu. Hugh'un toprakları Paris havzasının biraz ötesine uzanıyordu; siyasi önemsizliği, onu seçen güçlü baronların aleyhineydi. Kralın vasallarının birçoğu (uzun bir süre İngiltere krallarını da içeriyordu) kendisininkinden çok daha büyük topraklarda hüküm sürüyordu. Galyalılar, Bretonlar, Danimarkalılar, Akitanyalılar, Gotlar, İspanyollar ve Gaskonlar tarafından kral olarak tanındığı kaydedildi.

Orta Çağ'da manastır yaşamının canlanmasının merkezi olan ve Karanlık Çağ'dan sonraki kültürel yeniden doğuşta önemli bir adım olan Cluny Manastırı'nın kalıntılarının bir görünümü.

Barselona Kontu Borell, İslami baskınlara karşı Hugh'dan yardım istedi, ancak Hugh, Borell'e yardım etmeyi amaçlasa bile, aksi takdirde Lorraine Dükü Charles ile savaşmakla meşguldü. İspanyol yürüyüşleri giderek daha bağımsız hale geldikçe, diğer İspanyol beyliklerinin kaybı bunu takip etti. İlk Capet kralı Hugh Capet, iyi belgelenmiş bir şahsiyet değildir, en büyük başarısı kesinlikle kral olarak hayatta kalması ve Karolenj davacısını yenerek Avrupa'nın en güçlü hanedanlarından birini kurmasına izin vermesidir.

Hugh Capet'in oğlu Dindar Robert, Hugh'un ölümünden önce Frankların Kralı olarak taç giydi. Hugh Capet, halefini güvence altına almak için buna karar verdi. II. Robert, Frankların Kralı olarak, 1023'te sınır hattında İmparator II. Heinrich ile tanıştı. Capet ve Otto hanedanı ilişkilerinde yeni bir aşama kurarak birbirlerinin krallığı üzerindeki tüm iddiaları sona erdirmeyi kabul ettiler. Gücü zayıf bir kral olmasına rağmen, II. Robert'in çabaları dikkate değerdi. Hayatta kalan sözleşmeleri, tıpkı babasının yaptığı gibi, Fransa'yı yönetmek için büyük ölçüde Kilise'ye güvendiğini ima ediyor. Bir metresi -Burgundy'li Bertha- ile yaşamasına ve bu nedenle aforoz edilmesine rağmen, keşişler için bir dindarlık modeli olarak görülüyordu (dolayısıyla lakabı, Dindar Robert). II. Robert'ın saltanatı oldukça önemliydi çünkü Tanrı'nın Barışı ve Mütarekesini (989'da başlayan) ve Cluniac Reformlarını içeriyordu.

Kral I. Philip yönetiminde, krallık, olağanüstü uzun hükümdarlığı sırasında (1060-1108) mütevazı bir toparlanma yaşadı. Saltanatı ayrıca, kişisel olarak seferi desteklemese de ailesini büyük ölçüde içeren Kutsal Toprakları geri kazanmak için Birinci Haçlı Seferi'nin başladığını gördü.

Godefroy de Bouillon, bir Fransız şövalyesi, Birinci Haçlı Seferi'nin lideri ve Kudüs Krallığı'nın kurucusu.

VI. Louis'den (1108-37'e hüküm sürdü) itibaren kraliyet otoritesi daha fazla kabul gördü. VI. Louis, bir bilginden çok bir asker ve savaş çığırtkanı bir kraldı. Kralın vasallarından para toplama şekli onu oldukça gözden düşürdü; açgözlü ve hırslı olarak tanımlandı ve bu, zamanın kayıtlarıyla destekleniyor. Vasallarına düzenli saldırıları, kraliyet imajına zarar vermesine rağmen, kraliyet gücünü güçlendirdi. 1127'den itibaren Louis, yetenekli bir din adamı olan Abbot Suger'in yardımını aldı. Başrahip, küçük bir şövalye ailesinin oğluydu, ancak siyasi tavsiyesi kral için son derece değerliydi. VI. Louis, soyguncu baronların çoğunu hem askeri hem de siyasi olarak başarıyla yendi. VI. Louis sık sık vasallarını mahkemeye çağırdı ve gelmeyenlerin arazilerine el konuldu ve onlara karşı askeri seferler düzenlendi. Bu sert politika, Paris ve çevresindeki bölgelere açıkça bir miktar kraliyet yetkisi dayattı. VI. Louis 1137'de öldüğünde, Capet otoritesini güçlendirmek için çok ilerleme kaydedilmişti.

Abbot Suger'ın siyasi tavsiyesi sayesinde, Kral VII. Louis (küçük kral 1131-37, kıdemli kral 1137-80), Fransa üzerinde seleflerinden daha fazla ahlaki otoriteye sahipti. Güçlü vasallar, Fransız kralına saygılarını sundular. Abbot Suger, VII. Louis ile Akitanyalı Eleanor arasındaki 1137 evliliğini Bordeaux'da ayarladı, bu da VII.Louis'i Akitanya Dükü yaptı ve ona önemli bir güç verdi. Ancak çift, Champagne Kontu'na karşı çıkan çatışma sırasında Vitry'de binden fazla insanın yakılması konusunda anlaşmazlığa düştü.

Kral VII. Louis, bu olaydan dolayı derin bir dehşete kapıldı ve Kutsal Topraklara giderek tövbe etmeye çalıştı. Daha sonra İkinci Haçlı Seferi'ne Fransa Krallığı'nı dahil etti, ancak Eleanor ile ilişkisi düzelmedi. Evlilik nihayetinde papa tarafından feshedildi ve Eleanor kısa süre sonra Normandiya Dükü Henry Fitzempress ile evlendi, o da iki yıl sonra II. Henry olarak İngiltere Kralı olacaktı. VII. Louis bir zamanlar çok güçlü bir hükümdardı ve şimdi İngiltere Kralı olarak kendisine eşit ve Normandiya Dükü ve Akitanya olarak en güçlü prensi olan çok daha güçlü bir vasalla karşı karşıyaydı.

Abbot Suger'in inşaat vizyonu, şimdi Gotik mimarisi olarak bilinen şey haline geldi. Bu tarz, Orta Çağ'ın sonlarında inşa edilen çoğu Avrupa katedrali için standart hale geldi.

I. Dünya Savaşı[değiştir | kaynağı değiştir]

1911-1914 yılları boyunca iç problemlerle uğraşan Fransa, askerlik hizmetini sosyalistlerin güçlü itirazlarına rağmen üç yıla çıkartsa da dış ilişkilere gereken önemi vermiyordu, 1914 yılında hızla tırmanan Balkan krizi Fransayı hazırlıksız yakaladı ve birinci dünya savaşında küçük bir rol oynamasına neden oldu.

II. Dünya Savaşı ve Sonrası[değiştir | kaynağı değiştir]

II. Dünya Savaşı’nda Fransa Polonya’yı savunmak için savaşa girmiş bir müttefik ülkesidir. Nazi Almanyası Fall Gelb Harekâtı ile Fransa’ya ve Benelüx’e saldırmış ve başarılı olmuştur. 1944 yılında Overlord Harekatı ile Fransız Anakarası geri alınmış, Torch Harekatı ilede Fas’a, Fas’tanda Fransız Kuzey Afrikası kurtarılmış, ardındanda Dragoon Harekatı ile Marsilya’ya çıkılmıştır. 1945 yılında ise Sovyetler Birliği’nin Berlin’i alması ile savaş bitmiş ve Beşinci Fransa Cumhuriyeti kurulmuştur. Barış Antlaşması ile Ren Bölgesi Fransa’nın eline geçmiştir. Ancak 23 Mayıs 1949’da Batı Almanya’nın kurulması ile topraklar Batı Almanya’ya geçmiştir.

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ a b Jones, Tim. "Lithic Assemblage Dated to 1.57 Million Years Found at Lézignan-la-Cébe, Southern France «". Anthropology.net. 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2012. 
  2. ^ "Geçmişten Günümüze Fransız Tarihi". Story And History. 21 Aralık 2020. 28 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2020. 
  3. ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ocak 2015. 
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ocak 2015. 
  5. ^ I. E. S. Edwards, ed. (1970). The Cambridge Ancient History. Cambridge U.P. s. 754. ISBN 9780521086912. 19 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ocak 2015. 
  6. ^ Claude Orrieux; Pauline Schmitt Pantel (1999). A History of Ancient Greece. Blackwell. s. 62. ISBN 9780631203094. 19 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ocak 2015. 
  7. ^ Carpentier et al 2000, p.29
  8. ^ Ad Familiares, 10, 23 read on line lettre 876 5 Mayıs 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.